2 Şubat 2009 Pazartesi

Ey hayatı boyunca kitap kapağı açmamış kutsal eller ve onların sahipleri . Hiç önemli değil… Cidden hiç önemli değil… Sayfalar içerisinde kaybolduktan sonra kendini bulabilmekten size ne ..!? İştah kabartıcı bir sürüsünün orasında, kütüphanedeyken araştırıp, kafa çalıştırmanın ne gereği var…
Kitap ve kütüphane ne kadar ciddi bir iş olsa da insandaki mizah duygusunun var olmasına ya da içerilerden bir yerlerden çıkartılıp tekrar çalıştırılmasına vesile olur. Mizah, kitap olgusunun insana verebileceği hediyelerden sadece bir tanesidir. Ama hayat kapısının kilitlerinden yarısını açabilir bu küçücük, bir tanecik hediye…
İnsanlar kitapla yaşamaya deli gibi bağlı olmadıktan sonra, kütüphanede saatlerce çalışıp ağız bir karış açık tatlı tatlı uyumayı bilmedikten daha da ehemmiyetlisi istemedikten sonra ne kadar baskı yapılırsa yapılsın, ne kadar fazla çözüm yolları getirilirse varolamaz. Çünkü kitap çok sadık ve çekici bir aşktır. Eğer sen o tutkuya bilerek kafanı çevirirsen, içinde var olan arzularını yine kendi isteğinle bastırırsan; bu kadar işin hiçbir amacı olmaz ki… Kimse kitap okumak için veya kütüphanenin içinde inzivaya çekilip kendisini bulması için zorlanamaz,zorla istemesi sağlanamaz..Çünkü kitap okuyabilme ve bunu yorucu göz eylemleri olarak değil de gerçekten okuyabilme ve kütüphaneye gidebilme,saatlerce o tozlu raflar arasında kıskanılacak bir neşeyle çalışma çoğu konuda olduğu gibi insanın kendisine duyduğu sevgi konusuna geliyor…
Okumak bilgiye olan açlıktır.Bilgili olabilmekte ya hayatı kavramaya olan açlık ya da insanların kendi haklarında besleyecekleri güzel şeylere duyacağı açlıktır. Ama ikiside yine insanın kendisine olan efsanevi aşkından kaynaklanıyor. İnsanların kendini sevememeleri ve günümüzde okuyabilen sayısının azalması kendi öz ama nesnel sorunumuzdur.
Yukarıda bahsettiğim gibi kitap okuma zorla yaptırılamaz… Ama kişilerin içine bu hayır dolu aşkın yerleştirilmesi çok beklediği ve sevdiği bir kitaba bakarken gözlerin buğulanmasını sağlamak her akıl sağlığı yerinde ve düzgün düşünebilen her kişinin şevkle ayrıca zevkle vermesi gereken çok tatlı bir mücadeledir. Ve kitap kapağının anlık bir uykudan sonra sizi pusuya düşürüp burnunuza çarpıp acıtması insanın kendine verebileceği en basit ve büyük andır…